On parmağında on marifet, öğretmen bir annenin kızıyım ben.Bayanlar için hayatın evlerinin içinden ibaret olduğu Tosya da doğmuş, büyümüş, okumuş ve hala aile bağlarıyla oraya bağlıyım. Okullar okullar okullar arasında geçen yaşlarda pek mutfağa giren, eline tığ alan biri olmadım.
Yaz aylarında herkes annesinin dizinin dibinde dantel kursları alırken, ben genellikle evin en ücra köşesinde belkide aynı kitabı ikinci kez okurdum. Hep yol gösterici olan annemin, binbir ısrarla başladığı 10 delikli örneği ilerleyen sıralarda 3 deliğe düşürünce, zoraki el işi derslerime ara verilmiş ve iki yeni kitap sahibi daha olmuştum. El işi geçmişime dair annemin anlatabildiği en büyük hünerim; babamın çoraplarından bebeklerime elbise yapıyor olmamla kalabildi sadece.
Zaman ilerledikçe iş hayatının mecburiyetiyle yalnız bir hayata başladım. İlk günlerde fark ettim ki annemden göz ucuyla gördüğüm, kulağımda öylesine kalan detaylar daha kolay sürdürmeme yardımcı oluyor hayatımı. Ve dedim keşke daha fazla zaman geçirseydim onun mutfağında, onun koltuğunun altında.
Yinede "annesinin kızı" olmanın verdiği hünerle bende kendi detaylarımı, kolaylıklarımı, yeteneklerimi keşfettim zamanla. Ve benden, özelliklede "çalışan bir bayandan" beklenmeyecek bir performansla...
Burada çalışmak ve seyahatler dışında neler yaptığıma dair notlar var... Hepsi benim için bir zevk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder